Sen Ağlama İstanbul’da Ferhat’ı yıkan evlilik! “Kubat sevmeyi Şehrazat’la öğrenecek”

Başrollerini Simay Barlas, Aytaç Şaşmaz, Burcu Cavrar ve Tamer Levent’in paylaştığı Sen Ağlama İstanbul dün akşam Star’da izleyiciyle buluşan 3. kısmında; Şehrazat’ın Ferhat’ın yaşaması için Kubat ile evlenmesi dikkat çekti.

Sen Ağlama İstanbul’da; Şehrazat (Simay Barlas) ve Ferhat (Aytaç Şaşmaz) Bursa’ya hakikat yol alırken; aileleri onların birlikte kaçtığını anladı.

Otobüs mola verince birlikte kahvaltı yapan ikiliden Şehrazat, meskenini aradı. Annesi ve babasıyla konuşup üzülen Şehrazat, Ferhat’ın kelamlarıyla teselli bulurken; Büyükbey’in adamları onları buldu.

Büyükbey’in adamları Şehrazat’ı otomobile bindirip götürürken; Ferhat’ı da dövdüler.

Şehrazat’ı konutuna bırakan Büyükbey’in adamı, “O çocuk yaşasın istiyorsan babanın kelamını dinle, otur oturduğun yerde” derken; öbür bir otomobilde perişan haldeki Ferhat’ı meskene getirdi.

Babasının kelamlarına sonlanan Şehrazat, “Ben Ferhat’tan asla vazgeçmeyeceğim. Hele sen Büyükbey’e yaranacaksın diye asla” deyince, Cemşit, kızına tokat attı.

Gözyaşlarına boğulan Şehrazat, bunu asla unutmayacağını söyledi.

Tüm bunlar olurken Kubat’ı (İsmail Hacıoğlu) yanına çağıran Büyükbey ise “Her şey konuştuğumuz üzere olacak, hazırlığını yap. Yarın söylediğim saatte adliyede olacaksın, o düğün de haftaya olacak. İşte o kadar!” dedi.

Ertesi sabah Ferhat, yeğeniyle birlikte Şehrazat’a haber yollasa da olumlu bir karşılık alamadı. Cemşit’in Şehrazat’a tokat attığını da öğrenen Ferhat, soluğu Kubat’ın karşısında aldı.

Kubat, Ferhat’a “Sen anlamıyor musun hala? Biz Büyükbey’in piyonlarıyız. Kızla kaçtınız, adam sizi eliyle koymuş üzere buldu. Varsa elinden gelen fazlası, hodri meydan” diyerek meydan okudu.

Ardından Cemşit’e hesap sormaya giden Ferhat, “Neden hayatımızla oynuyorsunuz?” dedi. Cemşit ise “Bu saatten sonra herkes kendi yoluna” dedi. Ferhat, “Büyükbey, Şehrazat’ın karşılığında ne sunacak size?” deyince sonlanan Cemşit, onu kovup yere yığıldı.

Ferhat, ona yardım edip hastaneye götürürken; Şehrazat ve ailesi oraya gitti. Hümeyra, Ferhat’a kızarken; Şehrazat da nişanlısından gitmesini istedi.

Doktor gelip Cemşit’in hayati tehlikesinin olmadığını fakat dikkat edilmesi gerektiğini söylerken; Şehrazat daha da üzüldü.

Bu sırada Kubat ile Sevimli evliliği de bitti. Yuvasının yıkılmasına dayanamayan Hoş, Kubat’a “Araya kim girerse girsin, sen bana aitsin” dedi.

Eve gittiklerinden babasına da reaksiyon gösteren Hoş, “Bir baba kızına bunu nasıl yapar? Ne yapacağım ben onsuz? Benim ona sevgimi anlasaydın, bu kadar acımasız olup bana bunu yapmazdın” dedi ve ekledi:

“Bu düğün benim cenazem olacak. Bırak kendi gözlerimle göreyim kocamın oburuyla evlendiğini, beni nasıl ölmeden mezara koyduğunu. Şayet bunu yapmazsam kızının hakikaten ölüsü gelir bu meskene.”

Şirin’e yeni bir hizmetli ayarlayan Büyükbey, Cemşit’in hastanelik olduğunu duyunca soluğu onların kapısında aldı.

O sırada olanları öğrenip öfkeden mecnuna dönen Haşim de oğlu Ferhat’a “O kızın hayatını mahvettin, az daha babasını öldürüyordun. Dinle beni, bundan sonra ne Şehrazat ne de ailesinin önüne çıkacaksın. Şayet bu sözlerimi de çiğnersen seni mahşere kadar asla tanımam” dedi.

Cemşit’i ziyaret ettikten sonra Şehrazat ile konuşan Büyükbey, “O adam yüzünden neredeyse babanı kaybediyordun. Hala onunla evlenmek istiyorsan bunun bir ekip bedelleri olabilir. Tek bir lafımla ona ikinci bir baht vermiştim, tek bir lafımla onun canını alabilirim” tabirlerini kullandı.

Şehrazat’ın “Neden ben?” diye sorması üzerine o denli istediğini belirten Büyükbey, çıkarken de “Düğünümüz haftaya konakta” dedi.

Eve döndüğünde Kubat’ın odaya getirilen damatlığı ile meczuba dönen Tatlı, bahçeye çıkıp damatlığı yaktı ve “Ben de size günyüzü gösterirsem bana da Sevimli demesinler” dedi.

Büyükbey’in sözleri sonrası kararını veren Şehrazat, sonraki sabah Ferhat’la buluştu ve ona birlikte olan fotoğraflarını teslim etti.

“Ben artık onları daha fazla saklayamam” diyen ve yüzüğünü çıkaran Şehrazat, “Biz bir hayat kurmak istedik lakin başaramadık. Sen esasen o işlere bulaşarak beni kaybetmeyi göze almadın mı? Bu günlere bizi sen hazırladın. Herkes evlenmemize karşı çıkıyor ve babam canından olacak kadar üzülüyorsa bir bildikleri yok mu? Hakikaten memnun olabilecek miydik? Ailelerimizi çok üzdük, onlar benim için senden daha değerli. Artık onları keyifli etmeye çalışacağım, kendime yeni bir hayat kuracağım. Kubat’la evlenmeye karar verdim” dedi.

Ferhat, “Olmaz! Sen bunu bize yapamazsın” derken, Şehrazat ise bir daha karşısına çıkmamasını ve onu unutmasını söyledi.

Şehrazat, pastaneden çıktığı üzere gözyaşlarına boğulurken; Ferhat da adeta yıkıldı.

Şehrazat meskene döndüğünde Büyükbey’in onu istemeye geleceğini öğrenirken; Ferhat da Şehrazat’ın ondan ayrıldığı ailesine söyledi.

Akşam Büyükbey ve Kubat’ın onu istemeye geldiğini gören Ferhat, meczuba dönüp Cemşit’in meskenini basarken; Şehrazat ise “Seninle yollarımızı ayırdık, lütfen daha fazla tatsızlık çıkarma” dedi.

İyice öfkelenen Ferhat, Şehrazat sessiz kalınca alyansını çıkarıp “Yazık… Çok yazık” diyerek ona iade etti.

Şehrazat ile kelamı kesilen Kubat, onunla pastaneye gitmek ve konuşmak üzere müsaade istedi.

Gece konuta döndüklerinde Tatlı sorun çıkartınca Kubat da Büyükbey de sonlandı. Büyükbey, kızını “Kendine çekidüzen vermezsen hiç görmediğin bir yüzümü görürsün” diye uyardı.

Ertesi sabah bohçaları açarken kırık aynayı gören Şehrazat, bunu Tatlı’nın yaptığını düşünürken; Kubat onu almaya geldi.

Şehrazat’ı alıp daima Ferhat ile gittiği pastaneye götüren Kubat, ona utangaç olmaması gerektiğini söyledi. Bunun üzerine Şehrazat, “Soyadın beni hiç ilgilendirmiyor. Bu hayatta hakikaten sana ilişkin olan bir şey var mı? Amcanın gölgesinde yaşadığın hayatına hiç meraklı değilim” dedi.

O sırada garson, Şehrazat’ın Ferhat ile eşyalarını unuttuğunu söyleyerek getirdi. Çabucak kutuyu alan ve onların mektuplarını okumaya başlayan Kubat, dalga geçerken Ferhat geldi.

Olay çıkaran ve Şehrazat’ı götürmeye çalışan Ferhat, onun reaksiyonuyla karşılaşınca dönüp gitti.

Düğün günü gelip çattığında Şehrazat, gözyaşlarıyla hazırlanırken; Cemşit gelip kızına “Emin ellerde olmanızı istiyorum. O çocuk fırtına üzere… Sevgi; sakin, inançlı bir liman ister. O liman Ferhat değil yavrum” dedi.

O sırada Simin, ablasının mutsuzluğunu görüp Ferhat’ı aradı ve “Ömür uzunluğu pişman olmamak için bir şeyler yap” dedi.

İyice huzursuz olan Kubat ise Salih’e “Ya çocuğu olmayan Sevimli değil de bensem, Büyükbey beni öldürür. O gün eninde sonunda gelecek. Biliyorsun değil mi?” tabirlerini kullanıp başına silah dayadı. Salih ise ona mani olup, hazırlanması gerektiğini belirtti.

Büyükbey, Şehrazat’a aile yadigarı kolyeyi ikram ederken; Sevecen de kendi gelinliğini giymek için hazırlandı.

Şehrazat, gelin odasında Ferhat’ın ona verdiği kolyeyi gözyaşlarıyla saklarken; Ferhat içeri girdi ve “Bana bak, beni hala sevdiğini biliyorum. Gözlerinde görüyorum. Ben seni bırakamam. Ben seni bu türlü görebilmek için ne hayaller kurdum. Sen artık gelinlikler içindesin lakin diğerinin elini tutacaksın” dedi.

Şehrazat, “Beni unut” dese de vazgeçmeyen ve ona elini uzatan Ferhat, “Hadi tut elimi, gidelim buradan” derken; Kubat odaya geldi.

Kubat, Ferhat’a “Şehrazat şayet seninle gelirse bir daha beni görmeyeceksiniz. Fakat seninle gitmezse buradan çekip gideceksin” deyince; Şehrazat ise evlenmekte kararlı olduğunu vurguladı.

Şehrazat, Kubat’ın elini tutunca Ferhat gitti. Kubat ise Şehrazat’a “Hep düzgün olacaksın. Artık ben varım korkmana gerek yok” dedi.

O sırada içeri gelen Sevimli, Şehrazat’a Kubat’ı asla ona bırakmayacağını söylerken; Şehrazat da “Emin olun şu an üzerimde bu gelinlik yerine kefen olmasını tercih ederdim” dese de Hoş ikna olmadı. Meskendeki hizmetliler gelinlik giymiş olan Tatlı’yı götürürken; Kubat ve Şehrazat’ın nikahı kıyıldı.

Şehrazat, düğü sonrası gözyaşlarına boğulurken; Büyükbey’in konutundan kovulan Ferhat’ı da öbürleri kaçırdı.

Sosyal medyada büyük yankı uyandıran dizi, X platformunda TT listesine girdi. İşte o yorumlardan kimileri…

“Şehrazata mı ağlayayım Ferhata mı bilemedim”
“Kubat içten içe Şehrazat ile Ferhat’ı ayırdığı için üzülüyor”
“Kubat, Şehrazat’a aşık olacak”
“Kubat âlâ ve makûs ne demek bilmeyen, çocuksu bir ruh. Şehrazat’la öğrenecek gerçek sevgiyi”
“Ferhat ne yapacak şimdi”
“Ah Ferhat bir bilse gerçeği”
“Ferhat boşa çırpınıp durdu”